-
1 yol
yol s2. 1) Weg m\yol açmak einen Weg anlegen [o bahnen]birine \yol açmak jdm den Weg freimachenbir şeye \yol açmak ( fig) zu etw führen, den Weg ebnen für etw, etw auslösen\yol almak zurücklegen\yol aramak/bulmak einen Weg suchen/finden\yol iz bilmek sich auskennen\yol vermek den Weg freimachen (-e für), durchlassen; ( işten çıkarmak) entlassen (-e)\yol tutmak einen Weg einschlagen, gehen\yola düzülmek sich auf den Weg machen, losgehen\yola gelmek zur Vernunft kommenbirini \yola getirmek jdn zur Vernunft bringen\yola koyulmak sich auf den Weg machen, losgehen\yolunda gitmek gut gehenher şey \yolunda giderse... wenn alles gut geht...2) (\yol haritası) Straße f\yol yapmak Straßen bauen\yola çıkmak abreisen, abfahren\yola çıkmamıza üç gün kaldı es sind noch drei Tage bis zu unserer Abreise4) (izlenen \yol) Route f, Strecke f\yolun yarısında auf der Hälfte des Weges, auf halber Strecke6) (oto\yol) Bahn f -
2 doğrultu
См. также в других словарях:
usul — 1. zf., esk. 1) Alçak sesle Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler Karacaoğlan 2) Yavaş bir biçimde 2. is., lü, ç., Ar. uṣūl 1) Kökler, asıllar 2) Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri 3. is., lü, Ar. uṣūl 1) Bir amaca erişmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yöntem — is. 1) Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem 2) Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot Birleşik Sözler yöntem bilgisi yöntem bilimi bulgusal yöntem sarmal yöntem çalışma yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğrultu — is. 1) Yön, istikamet Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda ... devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Anayasa 2) Tutulan, izlenen yol 3) mat. Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rota — is., İt. rotta 1) Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol 2) mec. Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. Ç. Altan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller rota değiştirmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yön — is. 1) Belli bir noktaya göre olan yer, taraf 2) Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe Binanın batı yönü. 3) Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet Bolu yönüne. 4) mec. Tutulacak, izlenecek yol İşin ekonomik yönü. Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taktik — is., ği, ask., Fr. tactique 1) Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı 2) mec. İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yöntem bilgisi — is. 1) Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul ve sistemlere ilişkin bilgi 2) Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yola ilişkin bilgi … Çağatay Osmanlı Sözlük